Değerli Şebnem okurları,
Bundan böyle her ay, düzenli olarak, bu sayfada sizlerle birlikte olacağız. Çocuk terbiyesi konusunda sizlerle hem dertleşecek, hem de konunun uzmanı olarak sizlere farklı bakış açıları sunmaya çalışacağız. İlk yazımızda, birçok anne-babanın cevaplamakta zorluk çektiği bir soruya değinmek istiyorum; Allah nerede?
Küçüktüm… Hayal-meyal hatırlıyorum. Anneme sormuştum:
“–Anne, Allah nerede?”
Annem bütün kalbî samimiyeti ile cevap vermişti:
“–Allah, nerede anarsak orada oğlum.”
Bu cevap, kafamda yeni soruları da beraberinde getirmişti. Allah’ı nerede anarsak oraya geliyor. Tespih çekenlerin neden hızlı hızlı “Allah” diyerek tespih çektiğini şimdi anlamıştım. Hep Allâh’ı yanlarında hissetmek istiyorlardı, demek ki! “Peki ya Allâh’ı anmazsak?” diye düşündüğümü hatırlıyorum, gece vakti yatağımda uyumaya çalışırken…
Bir süre sonra, mahallemizdeki caminin hocası, aynı soruya farklı bir cevap vermişti. Yaramaz arkadaşımız Ramazan:
“–Allah nerede hocam?” diye sorunca, hoca sağ elini kalbine götürerek:
“–Allah, kalbimizde oğlum.” demişti.
Bu cevap, annemin verdiği cevaptan daha çok düşündürmeye başlamıştı beni... “Allah kaç tane ki? Herkesin kalbinde Allah varsa o zaman neden, «Allah bir» diyoruz? Allah insanların kalbine niye giriyor ki?” gibi birçok soru aklıma geldi gitti. Tüm bu sorularımı, çocukluk yıllarımda ne kimseye sorabildim, ne de bu soruların sorulduğu bir ortamda verilen cevapları duyabildim.
Bilinçaltında Büyüyen Öcü…
Zaman hızla ilerledi. Demek ki, bu sorular bilinçaltıma yerleşmiş bir “öcü” gibi bir gün hortlayacağı ânı bekliyormuş. Tâ ki, televizyon kanallarının birinde, çocuk terbiyesi konusunda bir programa rastlayıncaya kadar… Programda izleyicilerden gelen sorulara cevap vermeye çalışan bir psikologa, bir anne, çocuğu ile ilgili bir soru sordu. Programa telefon ile katılan anne:
“–5 yaşında bir oğlum var. Israrla bana «Anne, Allah nerede?» diye soruyor, ben de «Oğlum, Allah kalbimizde…» diye cevap veriyorum. Sizce nasıl cevap vermeliyim?” diye sordu.
Televizyonda soruları cevaplandıran uzman:
“–5 yaşındaki bir çocuğa «Kalbinde Allah var» diye cevap vermeniz, çocuğun aklına yeni birçok soru işaretlerini doğurabileceği için doğru bir cevap değil!.. O yüzden, oğlunuzun bu sorusuna «Allah çoooook uzaklarda, O’nu biz göremeyiz.» diye cevap vermenizi tavsiye ederim” deyiverdi.
Televizyon ekranlarındaki bu konuşmaya, hem o dönemi küçüklüğünde kendi de bizzat yaşamış biri, hem de konuya yakın bir pedagog olarak çok üzüldüm.
“–Allah nerede?” sorusuna verilen bu tür yanlış cevaplar, çocuğun bilinçaltına yerleştirilmiş saatli bir bomba gibi “tik tak” ederek patlayacağı ânı bekler. Eğer uygun bir zamanda uzman birileri tarafından saatli bombanın kabloları çekilmezse, çocukluk yıllarını atlatan gencin içinde dev gibi bir patlama olmaması işten bile değildir. Neden?
Her Kalpte Allah Varsa, Kaç Tane Allah Var?
Henüz eşyalar arasında ilişkileri tam kuramamış yedi yaş grubundan önceki çocuklara verilecek “Allah kalbimizde” cevabı, çocuğun zihninde yeni birçok soruyu daha beraberinde getirecektir. “Her kalpte bir Allah varsa, kaç tane Allah var?”, “Kalbimizde Allah nasıl nefes alıyor?”, “Allah içimde kımıldarsa ben korkarım.” gibi çocuğun hayal gücü nispetinde yeni yeni sorular… İç içe geçmiş, bir çok anne-babanın artık cevap veremeyeceği yeni sorular…
Annemin, ben daha çok küçükken söylediği, “Allah nerede anarsan oradadır.” cevabı da, yine soyut düşünme dönemine yeni geçen 7 yaş grubu çocuklarda, “Ya Allâh’ı anmazsak… O zaman Allah orada yok mu?” gibi paradoksların yaşanmasına sebep olacaktır.
Bana Dinden-İmandan Bahsetmeyin…
Ve bütün bu fikrî iç savaşla yetişkinliğe doğru ilerleyen çocuğun elinden bir gün birileri tutmaz ve bilinçaltındaki bu çelişkiyi, akrep ve yılanların yuva kurduğu örtüyü kaldırmaz ise, bir gün o akrep ve yılanlar çocuğa artık, “bana dinden imandan bahsetmeyin, boş verin böyle şeyleri” şeklinde zihnî “es geçmelere” sebep olabilir.
Peki “Allah nerede?” Sorusuna Nasıl Cevap Verilmelidir?
Bu soruya verilecek cevapları, çocukların yaş dönemleri dikkate alınarak üç kategoride toparlıyoruz.
- a) Yedi yaşına kadar olan çocuklar
Bu yaş grubundaki çocukların “Allah nerede?” sorusundaki kastı, ismini duyduğu şeyleri zihninde şekillendirme çabasıdır. Çocuk, en iyi bildiği kavram ile, yeni duyduğu şey arasında kıyas yaparak çevreyi tanımaya çalışır. Örneğin, çocuğa, “Bir hafta sonra teyzene gideceğiz.” denildiğinde, çocuk “bir hafta”nın ne demek olduğunu henüz bilmiyorsa, “Yedi kere akşam olacak, ondan sonra gideceğiz.” diye açıklama bekler. Yani çocuk, bir önceki tanıdığı ile bir sonraki tanınacak arasında ilişki kurarak hayatı algılamaya çalışır. Bu itibarla, çocuk eğer “Allah çoook uzaklarda…” diye duymuşsa, bu uzaklık çocuğun zihninde bir şeylerle kıyasa tâbî tutulacaktır. Ankara kadar uzakta… İstanbul kadar uzakta… Yıldızlar kadar uzakta gibi… Bu sebeple bu yaş grubundaki çocuklara verilecek cevaplar, bir mesafe, şekil ve görüntü içermemeli, aksine, ileriki yaşlarda kendisinde merak hissi uyandıracak, Allah arayışını kesmeyecek cevaplar olmalıdır. Bu hassasiyet gözetilmeden verilecek cevap, zihnin bir köşesinde alarmı kurulmuş bir soru olarak, her an mevcudiyetini korumaktadır.
Bu sebeple yedi yaşına kadar olan çocuklara verilecek cevap konusunda, çocuk ile âile arasında şu iletişimi tavsiye ediyoruz… “Oğlum, ağaçları yaratan Allah… Kuşları yaratan Allah… Çiçekleri yaratan Allah… Bizleri yaratan Allah… O’nun yarattığı her şeyi etrafımızda görüyor, hissediyoruz… Ama O nerede ben bilemiyorum… Hissediyorum, O her an bizimle… Ama bilemiyorum nerede…”
Bu yaştaki bir çocuğun “Allah nerede” sorusuna aradığı cevap, filozofik, tasavvufî ve ilmî derinlikte ve yoğunlukta olmamalı, aksine, verilecek cevap, bir sonraki zihinsel yaşta verilecek cevaba hazırlık niteliği taşımalıdır.
- b) 8-14 yaşına kadar olan çocuklarda
Bu yaş grubu çocuklara verilecek cevapta, akıl ve mantık ön planda olmalı veya soruya, soru ile karşılık verilmelidir. Çocuğa kendi zihnî kapasitesi ölçüsünde, ufuk ve düşünce boyutu açacak yaklaşımlar sergilenmelidir. Örneğin: “Allah’ı görmemiz mümkün değil… Nasıl mı? Örneğin bana «hava»yı gösterir misin? Gösteremezsin… Çünkü gözlerimiz her şeyi göremiyor… Göremiyoruz, ama havanın varlığını her an her yerde hissediyoruz.
İşte bunun gibi, Allah’ın varlığını, her an her yerde hissediyoruz… Çiçekleri yaratışından hissediyoruz ki, hemen yakınımızda… Kuşları yaratışından hissediyoruz ki, bizimle beraber… O her an, her yerde… Nefes alırken, uyurken, uyanıkken, hep bizimle…” çerçevesinde bir yaklaşım sergilenmelidir.
- c) 15-21 yaşları arasındaki gençlerde
İşte bu yaş grubundaki gençlere, bu yazının başında ifade edilen (tasavvufî) açıklamalar yapılabilir. Yani, “Allah kalbimizde… Eğer kendimizi ve kalbimizi keşfedebilirsek, O’nun bize şahdamarımızdan daha yakın olduğunu göreceğiz…” ya da, “O, kâinâtı her an kuşatmış hâli ile her an, her zerrenin hâkimi ve sahibi…” anlayışında bir iletişim içinde olunmalıdır.
YORUMLAR