Merhûm Mûsa Topbaş Efendi’nin dilinden naklettiğimiz, “Hanımların Beyler Üzerindeki Hakları” konusuna devam ediyoruz.
3-Şeriatın (İslâm Hukuku’nun) ilim ve edeplerini ona öğretmeli, onun bilemesi ve yapması gereken farzları, vâcipleri, namaz, oruç ve diğerlerini öğretmelidir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdu ki:
“Kıyâmette en şiddetli azap, hanımını câhil bırakıp ona din bilgilerini öğretmeyenedir. Kıyâmet günü, ikisini de, ateşten minber üzerinde oturturlar. Kadın, kocasına; «Allah seni rüsvay etsin. Bana dünyada mâruf (iyi, güzel, doğru) olanı emr, münker (kötü, çirkin, yanlış) olanları nehy etmedin. Yüzümü dünyadan yana çevirip âhirete kıymet verdirmedin. Kendini de, beni de helâk eyledin.» der. Sonra zebânîler, ikisini de Cehennem tarafına sürerler.”
Diğer bir hadîs-i şerîfte de:
“Her biriniz birer çobansınız ve her biriniz güttüğünüzden sorumlusunuz. Devlet yöneticisi bir çobandır ve yönettiği kişilerden sorumludur. Evin erkeği, bir çobandır ve âile fertlerinden sorumludur. Evin hanımı, kocasının evi içinde bir çobandır ve yetkili olduğu alanlardan sorumludur. Hizmetçi, efendisinin malı üzerinde bir çobandır ve bunun yönetiminden sorumludur.” (Buhârî, Cumua, 11; Müslim, İmâra, 20) buyruldu.
4-Hanımına helâl yedirmeli, helâl elbise giydirmelidir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“-Haramdan hâsıl olan ete, ateş daha uygundur.” buyurdu.
5-Nafakasından kısmamalıdır. Hanımının malını, parasını ondan izinsiz yememelidir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Evlenip de mehir vermemeye niyet eden, kıyâmette Allah Teâlâ’ya, hırsızlar zümresinden sayılarak mülâkî olur.” buyurdu. (Riyâzu’n-Nâsihîn)
6-Hanımının sıkıntı ve huysuzluklarına katlanmalı, sevâba kavuşmalıdır. Buhârî ve Müslim’de Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’ın bildirdiği hadîs-i şerîfte:
“Kadınlara nasihat ediniz. Muhakkak ki, onlar kaburga kemiğinden yaratılmışlardır. Elbette kaburga, kemiklerin en eğrisi olan, en üsttekindendir. Doğrultmaya kalkarsanız, kırarsınız; kendi hâline bırakırsanız eğri kalır. Onlara daima nasihat ediniz.” buyruldu. (Buhârî, 3109; Müslim, 1478/60; Neseî, İşretü’n-Nisâ, 258)
Onlara sertlik ve zorlamayı hadden aşırı yapmayın. Onları tamamen kendi hâllerine de bırakmayın. Tatlı dil, güzel söz ile idare edin.
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-’in rivâyeti ile bildirilen hadîs-i şerîfte:
“Hanımını haksız olarak dövenin, ben ki Muhammed’im, kıyâmette hasmı olurum. Hanımını dövme!.. Hanımını döven, Allah Teâlâ’ya ve Rasûlü’ne âsî olur.” buyruldu. (Riyâzu’n-Nâsihîn)
Urve bin Mes’ûd -radıyallâhu anh- Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den bildirir. Buyurdu ki:
“Sâliha bir hanım, bin sâlih erkekten iyidir.”
Bunun te’vili (yorumu) şöyle olur: Bir kadın sâlihe ve afîfe (iffetli) olunca, bin erkek onun fitnesinden sâlim olur. O kadın, salâh üzere (doğru bir şekilde) yaşamazsa, bin kişinin, onun yüzünden günaha düşmesi mümkündür.
Yâ Rabbi, sâliha kadınlar hürmetine bizi ve bütün hanımları, Senin ismet perdende bulundur. Haramlardan, yabancılardan ve âhir zaman fitnelerinden muhafaza eyle. Âmin.
YORUMLAR