Ahiret Hayatı İmam Gazzali, Semerkand Yayınları Bütün Yönleriyle Âhiret Hayatı Mahmud El-Mısrî Ebû Ammâr, Karınca & Polen Yayınları

Ölüm, hayatımızın en sarsıcı ve en kaçınılmaz hakikati olarak bütün heybeti ve korkunçluğuyla hepimizin önünde duruyor. Biz ne kadar gözlerimizi ondan kaçırmaya çalışsak da, o, büyük bir hızla bizi kendisine doğru çekmeye devam ediyor. Evet, biliyoruz ki, ölüm meleği gelip hepimizi yakalayacak. Nahif bedenimiz öyle her bir döşeği kolay kolay beğenmezken, an gelecek kara topraktan başka yatacak yer bulamayacak. Elimize konan bir sineğe bile tahammül edemiyoruz; ama gün çatacak, toprak altındaki canlılar, bedenimizin her zerresini saracak... Hayattayken aklımızın ucundan geçmiyordu ve endişemizi sürekli örtüp duruyorduk belki; ama nihaî varış yerimiz ya cennet, ya da cehennem olacak.

Hiç şüphesiz, hayatın en büyük hakikati, ölümdür. Âyet-i kerimede meâlen: “İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hâl böyle iken onlar, gaflet içinde yüz çevirmektedirler.” (el-Enbiyâ, 1) buyrulur. O hâlde bizim hayrımıza olan tavır, hayatımıza bu en büyük hakikati göz önüne alarak bir çekidüzen vermek olsa gerektir. Nitekim Allah Rasûlu -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de: “Lezzetleri, kesip atan ölümü çokça zikrediniz.” buyurmaktadır. (Tirmizî, Zühd 4; Nesaî, Cenâiz 3)

Ölümün büyük hakikati ve sürekli hatırda tutulmasının gerekliliğinden hareketle İmam Gazzalî Hazretleri, İhyâu Ulûmiddîn isimli muhalled eserinin son bölümünü, ölüm ve kıyamet bahislerine ayırmış ve bu bölüme ölümü zikretmenin fazîlet ve gerekliliğinden bahsederek başlamıştır. Eserin “Kitâbu zikri’l-mevt ve mâ ba’dehû” isimli bu bölümü, birçok defalar müstakil kitap şeklinde de tercüme edilip basılagelmiş bulunmaktadır. Son olarak Hüseyin Okur’un tercümesiyle Semerkand Yayınları tarafından yayınlanan “Âhiret Hayatı” isimli eser de bu tercümeler arasındaki yerini almış bulunmaktadır.

Kitabın ana bölümlerini kısaca zikrederek tanıtım yazımızı noktalayalım: Kitap, iki ana kısma ayrılmış. İlk kısımda “Ölüm Öncesi ve Sûra Üfürülünceye Kadar Olan Hâller” konu edilmiş. Bu kısmın ilk bölümünün ölümü hatırlamak olduğunu ve bunun ehemmiyetini belirtmiştik. İkinci bölümde ise ölümü hatırlamanın önündeki en büyük engel olan, “kısa ve uzun emel” bahsi işlenmekte, insanın dünyaya dair emel sahibi olmaktan kurtulmasının yolları aranmaktadır. Üçüncü bölümde, hepimizin en çok korktuğu an olan “ölüm ânı” anlatılmış, bu ânın zorluk ve çetinliği tasvir edildikten sonra bu sıkıntılı ânın güzelleştirilmesinin reçetesinden bahsedilmiş. Bu noktada en güzel birer örnek olması bakımından da bir sonraki bölümde Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ve dört halifesinin vefatları bahsi işlenmiş. Beşinci bölümde de diğer İslâm büyüklerinin ölüm anlarında yaşadığı hâllerle konuya devam edilmiş. Altıncı bölüm ise, “kabir ziyaretinin fazileti”ne ve âdâbına ayrılmış. Yedinci bölüme geldiğimizde de, gayet teferruatlı bir şekilde; “ölümün hakikati, kabir ve berzah âlemi” bahislerinin işlendiğini görmekteyiz.

Kitabın ikinci ana kısmı ise, “İsrâfil’in Sûra Üflemesi ve Sonrasında Olacaklar”ı anlatıyor. Burada sırasıyla sûra üfürülmesi, mahşer meydanı ve hâlleri, kıyamet gününün uzunluğu ve zorlukları, suâle çekilme, amel terâzisi, kullar arasındaki hak dâvâlarının görülmesi, sırat köprüsü, şefâat, kevser havuzu, cennet, cehennem bahislerinin çok güzel ve tesirli bir şekilde anlatıldığına şâhit oluyoruz. Bu ana kısmın son bölümünde ise, Gazzâlî merhum, “Cennette Allah Teâlâ’yı görebilecek miyiz?” sorusunu sorarak “rü’yetullâh” bahsini ele almaktadır.

Temennî ve duâmız, bu kıymetli kitabın, ölüm ve kıyamet şuurunu ruhlarımıza nakşetmeye vesile olması… İnşallah, bu kıymetli kitapta da anlatıldığı şekliyle; Rabbimizin inayetiyle, kabrimiz cennet bahçelerinden bir bahçe, âhiret yurdundaki mânevî azığımız da cemâlullah olsun… Âmin!

Ölüm ve âhiret konusunda kıymetli bir çalışma da yakın zamanda yayınlandı. Arapça ismi, “Rıhletün ilâ dâri’l-âhiret” yani “Âhiret Yurduna Yolculuk” olan bu kitabın Mısırlı yazarı önsözde, “Bu kitapta, konumuzla ilgili olarak Hz. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- adına nakledilmiş sahih ve hasen hadîsleri toplamaya bütün gücümle gayret ettim. Yüce Rabbimden bu kitaptan yararlanmak isteyen herkesi yararlandırmasını ve bu kitabı kalpleri ihsan derecesine, ruhları ve bedenleri nimet dolu cennetlere eren, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir kimsenin gönlünden geçirmediği nimetlerin bulunduğu Rahmân’ın cennetlerinde ilâhî rızâya mazhar olmuş îmân ehlinin yolunda bizim için bir yâren yapmasını temenni ederim… ” demektedir.

Gelin, hep birlikte bu zengin muhtevâlı kitabın bölümlerinden bazılarına hızlıca bir göz atalım:

“Bitmek Tükenmek Bilmeyen Emeller ve Ahiretin Unutulması”, “Güzel Sona Giden Yol”, “Kötü Sondan Korkmak”, “Ölüm ve Ölüm Sarhoşluğu”, “Kabir Azâbı ve Kabir Nimeti”, “Kıyâmetin Küçük ve Büyük Alâmetleri”, “İnsanların Yok Olmaya Başlaması”, “Diriliş Üflemesi ve İnsanların Haşredilmesi”, “Kıyametin Korku Sahneleri”, “Kıyamet Günü Allâh’a İsyan Edenlerin Hâlleri”, “Kıyâmet Günü Îman Ehlinin Yaşayacağı Tablolar”, “Şefâat”, “Hesap ve Cezâ Sahneleri”, “Mîzan”, “Hazret-i Peygamber’in Havuzu”, “Sırat”, “Cehennem”, “Cennet”, “Pişman Olmadan Önce Tevbe Etmek”.

Yazarın da ifadesiyle:

“Haydi gelin, kalbimizle ve ruhumuzla bu varlık âlemindeki en büyük yolculuğu yaşayalım. Bu yolculuğun her merhalesini bilelim, bu yolculuk için gerekli gerçek azığı temin edelim. Bu azık sayesinde yolculuğumuz mutlulukla geçsin, sonunda nimetler ve ebedîlik bizim olsun.”

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle