1- Namaz:
Âdetlinin ve lohusanın namaz kılmaları ve secde yapmaları haramdır.
Namaz ister farz, ister vacip, ister sünnet, ister nafile ve isterse geçmiş bir namazın kazası olsun. Secde de ister Kur’ân-ı Kerîm’deki secde âyetlerinin okunması ve dinlenmesiyle yapılacak olan tilâvet (okuma) secdesi olsun, isterse şükür secdesi olsun. Dolayısıyla âdetlinin ve lohusanın, her nasılsa, okudukları ya da duydukları secde âyetinden ötürü secde yapmaları gerekmez. Çünkü kendilerinde bunun için gerekli olan ehliyet yoktur.
Ancak namaz vakitleri girdiğinde bu durumda olan kadının abdest alıp evinin namaza ayırdığı köşesinde namaz kılacak kadar bir süre oturması ve tesbih ve hamd ile meşgul olması güzel (müstehap)’dir. Böylece uzun süre ayrı kalacağı namaza karşı usanç duymamış olur. Bir rivâyette de böyle yapan kadına kıldığı en güzel bir namaz sevabı verilir, denir.
2- Oruç:
Âdetli ve lohusanın her türlü oruç tutmaları haramdır. Ancak bu durumda tutmadıkları oruçlarını sonradan kaza ederler. Hattâ oruçlu iken, akşam olmadan az önce kan gelse, o günün orucu bozulur ve onun da kazası gerekir.
3- Kur’ân-ı Kerîm Okuma:
Âdetli ve lohusanın, Kur’ân-ı Kerîm’den, bir âyetten az da olsa, okumaları haramdır. Çünkü Hazret-i Peygamberimiz: “Âdetli kadın da cünüp de Kur’ân’dan bir şey okumasın.” buyurmuşlardır.
Bu, Kur’ân-ı Kerîm’i, Kur’ân olarak okuma hâlindeki hükümdür. Kur’ân’dan olan sözlerle duâ, ya da zikir kastetmesi hâlinde, okuyacağı şeyler uzunca bir âyet kadar varsa hüküm yine aynıdır. Ama, “bismillâh”, “elhamdülillâh” gibi kısa ifadelerse bu câizdir. Hattâ sırf duâ kastıyla okunması hâlinde, meselâ: “Fâtiha”nın tamamının bile okumasında sakınca yoktur, diyenler de vardır.
Âdetli ya da lohusa ve hattâ cünüp olan birisi, Kur’ân öğreticisi ise her iki kelimeden birini atlamak sûretiyle kesik kesik okur ve öğretir.
Sadece ağzı yıkamak, Kur’ân okumayı helâl kılmaz. Nitekim sadece elleri yıkamak da dokunmayı helâl kılmaz.
4- Kur’ân’a Dokunma:
Tam bir âyetin yazılı olduğu şeye, âdetlinin ve lohusanın dokunması da haramdır.
Dokunma konusunda, Kur’ân’ın yazılı kısmı ile yapraklarının boş bulunan beyaz kısmı ve Mushaf’a bitişik olan cildi eşittir.
Kur’ân-ı Kerîm’e, ondan ayrı bir şeyle, meselâ: ona bitiştirilmemiş bir ciltle ya da elbisenin yeniyle dokunması câizdir.
Zikir ve duâ mecmualarını tutmak câiz ise de hoş değildir, tutmamak daha iyidir.
Kur’ân-ı Kerîm’in yabancı dillerle yapılmış tercümelerine el sürmek de mekruhtur.
5- Mescide Girme:
Bu durumdaki kadının, beklemeksizin geçmek şeklinde de olsa mescide girmesi haramdır. Mescidlerin, üzeri de mescid hükmündedir.
Bir zarûret bulunması durumu müstesnâdır. Böyle durumlarda da mümkünse teyemmüm yaparak girmesi daha güzel olur.
6- Tavaf Yapma:
Âdetlinin ve lohusa kadının Kâbe’yi tavaf etmeleri de haramdır. Bu durumda iken tavaf yapmışsa tavâfı geçerlidir (sahih), ancak bir hatâ ve bir günah işlemiştir, bu yüzden büyük başlardan bir ceza kurbanı kesmesi gerekir. Tavâfın, mescidin içinde yapılmasıyla dışında yapılması arasında fark yoktur.
7- Cinsel İlişki:
Âdetli ve lohusa kadına cimâ yapması haramdır…
* * *
Âdetlinin âdeti, lohusanın da lohusalığı sona erdiğinde, bir an önce yıkanmaları; bu mümkün değilse teyemmüm yapmaları gereklidir. (Daha geniş bilgi için bakınız; Doç. Dr. Faruk Beşer, Hanımlara Özel İlmihal, Nûn Yayınları; Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları)
YORUMLAR