7. Uluslar Arası Hadis Yarışması

Öyle Bir Başlangıç ki, Nice Kutlu Sonlara Haberci!

Geçtiğimiz ay yedincisi düzenlenen “Uluslararası Hadis Yarışması” Hüdâyî Vakfı çevresinde toplanan milletlerin âdeta nûrânî bir geçidi oldu. 22 farklı ülke vatandaşı talebelerden her birinin 50 hadîs-i şerîf ezberleyerek katıldığı bu yarışma, hadis yarışması olmasının yanı sıra -diller, renkler, kültürler farklı olsa da- aynı Nebî’nin ümmeti olmanın birleştirici gücünü gösterdi. Afrika’dan Balkanlar’a, Orta Asya’dan Çin’e, oradan Güneydoğu Asya’ya kadar pek çok milletten talebe, ilme hicretin nurlandırdığı sîmâlarıyla hem kültürlerinin tanıtımlarını yaptılar, hem de hadîs-i şerîfleri latîf bir şekilde okuyarak mescidi şenlendirdiler.

“Dünyaya Gül Dikmek” tiyatrosunun özetlediği bu beynelmilel yarışma, sekizincisini merakla bekleten, dimağlarda güzel bir iz bırakan bir program olarak gerçekleşti. Biz de bu programın akabinde, yıllardır bu yarışmanın organizesini yürüten komisyonla, hadis yarışmalarını konu alan bir röportaj gerçekleştirdik.

 

Öncelikle sizleri tebrik etmek isteriz. Bu yarışma ve içinde olduğumuz atmosfer, gerçekten bizi sanki bu zamanın dışına çıkarıp “asr-ı saâdet”le buluşturdu. Sanki hep beraber bir hac ve umre havası yaşadık. Bu yarışmanın dışında bir de Hüdâyî Vakfı’yla bağlantılı Kur’ân kursları arasında düzenlediğiniz bir hadis yarışması daha var bildiğimiz kadarıyla… Peki, hadis yarışmaları ilk olarak nasıl başladı?

Komisyon: Teveccühünüz için evvelâ teşekkürlerimizi sunmak isteriz. Bir güzellik varsa, o da Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’den sinen bir güzelliktir. Rabbimiz lâyık eylesin.

Yaklaşık 12 yıl önce başladığımız hadis yarışmalarını, “Zirveye 99 Adım” adını verdiğimiz hadis kitapçığındaki hadisler çerçevesinde, evvelâ bir Kur’ân kursunda düzenledik. 99 hadîs-i şerîfi Arapça ve Türkçesiyle ezberleyen yarışmacılarımızın yarıştığı bu yarışmanın kursa ne kadar feyiz ve bereket kattığını müşâhede ettik.

2 yılın sonunda bu organizeyi, başka bazı Kur’ân kurslarımıza da taşıdık. Açıkçası katılımın nasıl olacağı hakkında zihnimizde soru işaretleri vardı. Hamd olsun, çok güzel bir katılım oldu. 10 yıl önce ilk kez kurslar arası düzenlediğimiz yarışmayı, dün gibi hatırlarım. Çok heyecanlı ve güzel bir müsâbakaydı. 100’e yakın hadîs-i şerîfi kuvvetle hıfzeden hadis hâfizelerinin okuyuşları gönülleri sarsıyordu.

 

O zaman yarışmaya katılan kurslar, İstanbul içinde bulunan kurslardı genel itibariyle, öyle değil mi?

Komisyon:  Evet, öyleydi. Sonraki yıllarda Marmara bölgesindeki kurslardan da katılım oldu. Elhamdülillah 4 yıl önce Anadolu’nun çeşitli illerindeki kurslardan da katılım başladı.

 

Kurslar arası yarışmaya, bir kursta 99 hadîs-i şerîfi ezberleyen herhangi bir talebe mi katılıyor?

Komisyon: Genel yarışma öncesinde her kurs, kendi bünyesinde 99 hadîs-i şerîfi ezberleyen talebeler arasında “ön eleme” mahiyetinde bir yarışma düzenliyor. O da ayrı bir emek ve iş, tabiî ki… Hepsi büyük bir heyecanla ve emekle hazırlanmış talebeler, bir program eşliğinde yarışıyorlar ve birinci olan talebe, kurslar arası yarışmaya katılma hakkı kazanıyor.

Yani aslında kurslar arası yarışmada sahnede 17 kursu temsîlen 17 yarışmacı olsa da her sene 100’e yakın talebe 99 hadîs-i şerîfi ezberlemiş oluyor.

 

Sünnetin ve hadislerin böylesine ihmal edildiği bir devirde bu faaliyet, büyük bir adım. Tabiî bu yarışmanın bir de yabancı talebelerle ilgili kısmı var.

Komisyon: Yabancı talebeler ayrı bir güzellik. Onların ihlâsları, gayretleri apayrı… 7 yıl önce büyüklerimizin teşvikiyle Uluslararası Hadis Yarışması’nın çalışmalarına başladık.

İstanbul’da Fasl-ı Bahar Kur’ân Kursu’nda Afrika kıtasındaki birçok ülkeden ve farklı milletlerden mühtedî talebeler, Aziz Mahmud Hüdâyî Kursu’nda Kırgızistan, Açe, Çin, Doğu Türkistan gibi Asya ülkelerinden öğrenciler, Mehmet Âkif Kur’ân Kursu’nda Moğollar, Kazaklar, Suriyeliler, Bursa’da Kestel Kur’ân Kursu’nda Arnavutluk, Makedonya gibi Balkan ülkelerinden talebeler eğitim alıyor.

Tabiî, daha başka kurslarda da -yukarıda adı geçen kurslardan daha az sayıda olsa da- farklı ülkelerden yabancı talebeler var. Kurslar, Uluslararası Hadis Yarışması’na her milletten birer temsilci yolluyor. Ama öncesinde elbette kurs içinde bir yarışma yapılıyor.

Biz belki sahnede 22 yarışmacı görüyoruz, ama o sene kurslarda yapılan yarışmalarda 100’ü geçkin yabancı talebemizin her biri, 50 veya 60 hadis ezberlemiş oluyor. Özellikle Afrikalı talebelerin ezberi çok iyi olduğu için onlara ayrı olarak İngilizce ve Fransızcaya tercüme edilmiş hadis kitapçığından 99 hadis ezberletiyoruz. Çin’den gelen talebeler için de hadislerin Çince tercümesi hazırlandı.

 

Yani diyorsunuz ki, bir de bu hizmetin görünmeyen kısmı var. Gerçekten çok yönlü bir yarışma. Allah daha nice seneler devam etmeyi nasip etsin.

Komisyon: Âmin, inşâallah. Bu sene uluslararası yarışmaya ilk defa yurtdışından katılım oldu. Azerbaycan’daki Şebnem Medresesi’nden Azerî bir talebe de katıldı.

 

Ne güzel! Gitgide büyüyen bir güzellik. Peki, genel olarak bu hadis yarışmaları sürecinde yaşadığınız sizi duygulandıran durumlar, hâtıralar var mıydı?

Komisyon: Elhamdülillâh, çok oluyor. Tabiî ki Kur’ân’ı hıfzetmekle aynı değil, ama bir senede 99 hadîs-i şerîfi ezberletmek, hâfızlık gibi zorlu bir süreci gerektiren bir durum... Başta istekli olsalar da zamanla enerjileri düşüyor, hocaları olarak bizlerin özel destek ve teşviği gerekiyor. Birlikte çay içip sohbet ediyoruz, onları evlerimize dâvet edip ikramda bulunuyoruz. Böylece zamanla hadis yarışmacılarıyla aramızda farklı ve özel bir bağ oluşuyor. Onların da hadislerle bağları kuvvetlenmiş oluyor. Çoğu kez öğrencide müsbet yönde hâl ve ahlâk değişimi müşâhede ediyoruz. Ellerinde yıpranmış hadis kitapçıklarıyla hadis tekrar ederken gezdiklerini görünce insan kendini çiçeklerle dolu bir bahçede gibi hissediyor. Kitapçıklarına notlar yazıyorlar. Hadislerle arkadaş gibi oluyorlar.

Çoğu kez yarışma bittikten sonra, “Ben artık ne yapacağım, o huzur dolu günleri nasıl yakalayacağım, her ânımı, her saatimi tekrar nasıl bu kadar dolduracağım?” diye küçük notlar yazılıyor kitapçıklara…

3 senede bir, kitapçığı değiştirsek de her sene değiştiremiyoruz, bu sebeple bir sene katılan diğer senelerde katılamıyor. Yarışmaya tekrar katılmak isteyen öğrenciler, gidip gelip bize kitapçık değişti mi diye soruyorlar. Bu sebeple ağlayanı bile gördük.

Niyetler hâlis… Kurs içi yarışmalardan birinde birincilik alan bir talebemiz, evine dönene kadar hediyesini açmamış, açarsa ihlâsının bozulacağını söylemişti. Hadisleri sırf Allah rızâsı için ezberlemeleri, günümüz gençliğinin özlediğimiz faziletlerinden… Bugün gereksiz meşgalelerle savrulan bir nesil var, maalesef! Kurslarımızdaki öğrencilerimiz, gelecek adına bizler için müjdeli bir haber gibi.

 

Peki, sizce bu hadis yarışmalarının ehemmiyeti nedir, neden önemsenmeli ve desteklenmelidir?

Komisyon: Sünnet, dînin kalelerinin en mühimlerindendir. Bu sebeple onun hafife alarak, gereksiz ve aslından uzaklaştıran tartışmalara yönelmek; insanımızı, gencimizi hadislerden uzaklaştırıyor. Peygamber Efendimiz’in sohbetinden ruhları mahrum bırakıyorlar. İnsanlar hadis okumuyor, anlamaya çalışmıyor, maalesef…

İşte böyle bir çağda bizler nice mescidin duvarlarını hadis sesleriyle dolduruyoruz. Yarışmalar, hem hoca hem talebe yönünden ilmî ve mânevî noktalarda yenilenme sağlıyor; kurs içinde ayrı bir coşku ve bayram havası yaşanıyor. Yarışmayı izleyen birçok öğrencimizde, hadislere ve hadis ezberine iştiyâkın arttığını görüyoruz. Kapanan Dâru’l-Hadîs’lerin yeri, belki böylelikle biraz dolduruluyor.

Büyüklerimiz, bu yarışmalara çok ehemmiyet ve kıymet veriyor. Her hadis yarışmacısına toprağa düşen bir tohum gözüyle bakıyorlar. Gerçekten de bu hadis yarışmalarıyla göz ardı edilen hadis ilmi, pek çok kursumuzda canlanmaya, talep görmeye başladı. Her bir hadis yarışmacımız, gittiği yerde hadisle ilgili faaliyetler yapmaya başlayınca filizlenmeler başladı. Kötülük çabuk yayılır, çabuk söner; hayır ise geç yayılır, ama bâkî kalır. Biz de öyle umuyoruz.

 

Peki, kurslar arası hadis yarışmasının 10. ve Uluslararası Hadis Yarışmasının 7. yılında geleceğe dair hedefleriniz nelerdir?

Elhamdülillah, güzel plânlarımız var. Uluslararası Hadis Yarışması’nı her sene daha geniş ve genç kitlelerle buluşturmayı hedefliyoruz. Çünkü oradaki güzellik ve ümmet şuuru bambaşka… Kurslar arası yarışma için ise artık daha uzun vâdeli ve senelere bölerek hadis kitabı ezberletme gibi plânlarımız var. Bu, çok yeni bir proje... Allâh’ın yardımını umarak başlayacağız.

Hadis yarışmalarıyla meşgul olduğumuz bu yıllarda en çok müşâhede ettiğimiz şey, Allâh’ın yardımıdır. Bunun sebebi ise tamamıyla Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hadislerinin yarışması olmasıdır. Biz Allah Teâlâ’nın, Rasûl’ünü ne kadar çok sevdiğini, bu vesîleyle bir nebze daha idrâk ettik. Her zaman da bu yarışmaya Rasûlullâh’ın yarışması olarak bakmaya devam edeceğiz, inşâallah.

 

Bu güzel niyetle de Rabbimiz yollarınızı açacaktır. Bu güzel hasbihâl için teşekkür ederiz.

Komisyon: Biz teşekkür ederiz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle